ÇOCUKLARIMIZA ATATÜRK'Ü NASIL ANLATMALIYIZ?
Köylüye niçin milletin efendisi dediğini, kocasının ardında yürüyen, söz hakkı tanınmayan, babasının iradesinden çıkamayan ‘Kadın’ı nasıl baş tacı ettiğini, bir ağaç için koskoca bir binayı nasıl taşıttığını, sanata ve sanatçıya verdiği önemi, hürriyeti, bağımsızlığı, özgür iradeyi sonsuz bir güvenle milletine sunan Mustafa Kemal’i tanımaya çocuklarımıza nereden başlamalıyız?
Çocuk Mustafa’dan mı, başarılı komutandan mı?
Çocuklarımız Atatürk’ü yalnızca kalbinde taşıyanlardan olmasın. Akıllarında yer eden ilk ve tek cümle yurdumuzu düşmanlardan kurtaran olmasın.
Peki Atatürk’ü çocuklarımıza nasıl anlatmalıyız, hangi yaşta hangi düzeyde, hangi yönleriyle….? Anasınıfında öğrendiği düşmanı denize döken soyut olarak kavrayabildiği kahramanı nasıl somutlaştırmalıyız?
Ona ilk önce hayatındaki belli başlı başarıları, başöğretmen olduğunu, Cumhuriyetimizi nasıl bizlere armağan ettiğini, yazı devrimiyle her çocuğun okuma yazma öğrendiğini, sağlıklı nesiller için spora, kültürlü insanlar için bilime, sanata verdiği önemi, bir ağaç için bir binanın yerini nasıl değiştirdiğini, oyuncağı dahi olmayan çocuklara bayram günlerini armağan ettiğini, çiftçiyi ve köylüyü neden önemsediğini, en önemlisi de gerçekleştirdiği devrimlerle kadınların kazandığı hakları ve ayrıcalıkları vurgulayarak anlatmaya çalışmalıyız.
Her yıl Kasım ayının 10’unda saat 09:05’te bir dakikalığına hayatın durduğu, sirenlerin çaldığı, insanların gözlerinin dolduğu manzara ile büyüyen çocuklarımıza Atatürk ve 10 Kasım ile ilgili hikayeler üzerinden bu durumu anlatmak hiç değilse vatandaşlık görevimizdir. Bunun yanında çocukların okul öncesi çağda yoğunlukla hissettiği çevredeki olanları anlamlandırma güdüsünü tatmin etmek için de yine 10 Kasım ile ilgili hikayeler çocukların anlayacağı düzeyde -en azından- 10 Kasım haftası boyunca anlatılmalıdır.
Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK'ün aramızdan ayrılışının 81. yılında onu sonsuz şükran, derin minnet duygularımızla ve saygıyla anıyoruz.
Süper
YanıtlaSil