instagram

21 Kasım 2017 Salı

Ağız ve Diş Sağlığı Haftası (22 - 27 Kasım)

Diş bakımı ağız ve diş sağlığının en önemli basamağıdır. Uzmanlardan alınan bilgiye göre sindirim organı ile ilgili olan hastalıkların çoğu ağız ve diş sağlığıyla ilişkilidir. Diş insan sağlığını korumada etkin rol oynar. Çünkü dişler çiğneme organıdır. Eğer yiyecekler güzel bir şekilde çiğnenirse sindirim organı sağlıklı ve doğal çalışmasını sürdürür. 
Dişlerin bakımı görevi kadar önemlidir. Bizlerin görevi her yemekten sonra dişlerimizi  fırçalamaktır. Bu sayede hem dişlerimizin parlaklığı sağlanır, varsa ağız kokuları önlenir, hem de çürümenin önüne geçilmiş olur. Fırçalarken dikkat edilmesi gereken bir husus vardır: ,Fırçanın diş etlerine doğru değil, dışarı doğru sürülmesi tavsiye edilir. Yani üst çene dişlerini fırçalarken fırça aşağıya doğru, alt çene dişlerini fırçalarken de yukarıya doğru sürülecektir. Arka dişleri temizlerken dişin çiğneme yüzeyini de iyice fırçalamaya dikkat edilmelidir. Diş bakımının en önemli şartlarından biri de sık sık bir diş hekimine görünmektir.
Bir diş çürümeye başladığı zaman yapılacak ilk şey hemen bir diş hekimine gitmek, orasını doldurtmaktır. Çürüme diş özüne geçerse şiddetli ağrılar, sancılar başlar, kısa zamanda iltihaba yol açar. Bu, diş çürümesinin en ilerlemiş şeklidir; hemen tedavi edilmezse mikroplar buradan vücudun başka yerlerine yayılır. 












20 Kasım 2017 Pazartesi

20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü

Bugün 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü

Tüm dünyada kanuni hakları çiğnenen çocukları hatırlamamızı sağlamak, çocukların karşı karşıya kaldıkları hak ihlallerini gündeme taşımak, özellikle savaş ve yoksulluğun hüküm sürdüğü coğrafyalarda yaşam mücadelesi veren çocukları korumak ve koşullarını iyileştirmek amacıyla her yıl 20 Kasım, "Dünya Çocuk Hakları Günü” olarak kutlanmaktadır. 

Birleşmiş Milletler öncülüğünde toplam 193 ülke tarafından imzalanan sözleşme en fazla sayıda ülke tarafından imzalanan ve en kısa zamanda yürürlüğe giren uluslararası belge olma özelliğine sahiptir. Cinsiyet, din, dil, ırk ve sosyal statüye bakılmaksızın çocukların güvenli ve sağlıklı koşullarda barınması ilkeleri üzerine kurulan sözleşme, uluslararası platformda mutabakata varılmış, değiştirilmesi mümkün olmayan standartları ve yükümlülükleri içermektedir. Onaylayan devletlerin kendi iç hukuklarında gerçekleştirecekleri düzenleme ve değişimleri kontrol etmek ve her beş yılda bir bu değişiklikleri yayımlamak için BM tarafından bir Çocuk Hakları Komitesi de oluşturulmuştur.

Peki ne demektir çocuk hakları? Bütün çocukların doğuştan sahip olduğu; eğitim, sağlık, yaşama, barınma; fiziksel, psikolojik veya cinsel sömürüye karşı korunma gibi haklarının hepsini birden tanımlamakta kullanılan evrensel bir kavramdır.

Çocukların çocuk olmaya hakkı vardır. Yarının büyükleri olarak çocukların savaştan uzak barış dolu bir dünyada güven içinde mutlu ve başarılı yetişmesi temennisiyle...





5 Kasım 2017 Pazar

10 kasım .. Milli Yas..

Atatürk’ü devlet adamlarından bir özelllik ayırır. Atatürk hem şavaşı bilir, hem barışı. Hem saldıran güçlere karşı savaşmayı bilir, hem de yıkık bir ülke üzerine yeni bir devlet kurmayı.


1. Atatürk" lafını ilk kez dönemin Türk Dil Kurumu Başkanı bir konuşmasında kullanmış, Mustafa Kemal'de çok beğenerek soyadı olarak almıştı. Kendisine "Ata" diye hitap edilmesinden hiç hoşlanmazdı.

2. Manastır Askeri Lisesi yıllarından kalan bir alışkanlıkla hayatı boyunca en sevdiği yemek kuru fasulye ve pilav olarak kaldı. Tatlıya düşkün değildi ama canı istediğinde çok sevdiği gül reçelini tercih ederdi.

3. Ömrü yetseydi bir dünya turuna çıkıp Türk dili ve tarihi üzerindeki çalışmalarını genişletmek en büyük hayaliydi.

4. Binlerce kitabı vardı. Ama bunların arasında bir tanesini hayatı boyunca hatta cephede bile başucundan ayırmadı. Reşat Nuri Güntekin´in ünlü "Çalıkuşu" romanını hep yanında taşır, her gün rast gele bir yerinden acar, birkaç sayfa okurdu.


5. Atlardan sonra en sevdiği hayvan köpekti. "Fox" adını verdiği köpeği, Gazi`nin yatağının ayak ucunda uyurdu. Hayvanlara düşkünlüğü o dereceydi ki bir gün misafirlerinin de görebilmesi için yeni doğmuş bir tayla annesinin Çankaya Köşkü kabul salonuna getirilmesini bile emretmişti.


6. Tam bir salon adamıydı.En sevdiği dans valsti. 
Müzik zevki çeşitlilik gösteriyordu. Klasik Batı müziği dışında Anadolu ezgilerini de severek dinlerdi.


7. Gömleklerinin hepsi beyazdı. Bu gömlekler ilk yıllarda İsviçre'de özel olarak dikilirken sonra yerli malı kullanma kampanyasına öncülük edebilmek için Beyoğlu'nda bir terziye diktirilmeye başlanmıştı.

8. Lacivert takım elbise giymezdi.Takım elbiselerinin tasarımlarını hep kendisi çizerdi. 


9. Boyu 1.74 idi. Hayatinin son dönemlerine kadar 76 olan kilosu hastalığının ilerlemeye başlamasıyla 46´ya kadar düşmüştü. 43 numara siyah rugan ayakkabı giyerdi.


10.Özenli ve temiz bir Türkçe konuşurdu. Ancak bazı kelimeleri Rumeli şivesiyle telaffuz ederdi.


11.Hayatında bir dönem çok önemli yer tutan Mustafa Kemalin evlenmesinden sonra hayatına trajik bir şekilde son veren Fikriye Hanımın mezarının nerede olduğu bilinmiyor.


12. Cumhurbaşkanlığından sıkılıyordu.Hayatının çoğunu geçirdiği 
savaş cephelerinden sonra Cumhurbaşkanı olarak geçirdiği yıllar ona bir tecrit yaşantısı gibi geliyor, çok sevdiği halkından ve sade bir vatandaş yaşamından uzaklaştığını düşünüyordu.


13. Papa'nın elçisine kendi elleriyle kıyafet hazırlatmıştır. Kıyafet Kanunu çerçevesinde tüm din adamlarının dini kıyafetleriyle sokağa çıkmaları yasaklanınca, Monsenyör Roncalli`ye kendi terzisi Kemal Milaslı eliyle bir koleksiyon hazırlattı.

14. Sabah kahvaltılarıyla arası hiç hoş değildi.Yataktan kalkar kalkmaz odasındaki divanın üzerine bağdaş kurarak oturur, günün ilk kahvesini sigarasını içerdi. Bir özelliği de kendi kendine tıraş olmamasıydı.


15. Düzen takıntısı vardı.Evinde, çevresinde hatta konuk olduğu evlerde bile eğri duran eşyaları düzeltmeden rahat edemezdi.


16. Hoşgörülüydü.Köylünün birinin gazete kağıdına sardığı tütünü içmeye çalışırken eli yanmış, "Alın bunu kendi içsin" diyerek Atatürk`e küfretmişti. Mahkemeye çıkarılacaktı. Atatürk olayı dinledikten sonra "Onu mahkemeye vereceğinize doğru dürüst sigara içmesini temin edin" dedi.


17. Hastalığının başlangıcında kendisini muayene eden Dr. Fissinger günde kaç paket sigara içtiğini sormuş, Atatürk "sekiz" demişti. Doktor bunu günde iki pakete indirmesi gerektiğini söyleyince gülümseyerek cevap vermişti:"Ben zaten iki paket içiyorum. Bundan sonra bunu sizin izninizle yapacağım".


18. "Bu nasıl halkçılık?"
Bir sabah milletvekilleri ile trene binmişti. Kondüktörün milletvekillerinden bilet parası almamasına şaşırmış nedenini sormuştu. Trenin milletvekillerine bedava olduğunu öğrenince epey sinirlenmiş, "Ne de güzel halkçılık ama" demişti.


19. "Laiklik adam olmaktır!"İlk mecliste bir oturum sırasında üyelerden biri laikliğin ne manaya geldiğini anlamadığını söyleyince Gazi çok sinirlenmiş ve elini kürsüye vurarak bir din bilgini olan üyeye cevap vermişti: "Adam olmak demektir hocam, adam olmak!"

20. Kurbanları bağışlardı.Gittiği yurt gezilerinde kendisi için kurban edilen hayvanlara bakamaz böyle durumlarda sırtını döner yada kesilmelerini engellerdi.


21. Yabancı dile meraklıydı.Askeri lisede öğrenmeye başladığı Fransızca´yı sonraki yıllarda geliştirdi. Zengin bir kelime bilgisi vardı. Konuşurken araya Fransızca sözcükler de eklerdi.


22. Fasulyesine poker oynardı.Kumardan hoşlanmaz ama arkadaşlarıyla fasulyesine poker oynardı. 
Oyun sonunda kazandıklarını iade ederdi.


23. Kan görmeye dayanamazdı.Cephelerde düşmanla göğüs göğüse savaşmış biri olarak en ilginç özelliği savaş meydanları dışında kan görünce fenalaşmasıydı.

24. Kulakları duyan tek kişi.Fransız tarihçisi Herriot Ankaraya geldiğinde Gazinin kulaklarının duyuyor olmasına şaşırmış anılarında bunu esprili bir dille anlatmıştı: "T.C`de bir tane kulakları duyan kişi var onu da Cumhurbaşkanı yapmışlar".

25. Sportmen kişiliği vardı. Her gün at biner, yüzmeye gider ve bilardo oynardı.

26. Eğitim hayatı boyunca en başarılı dersi matematikti. Pozitif bilimlere ilgisi hayatı boyunca sürdü..